- benzeterek
- 1. emulating (prep.) 2. likening (prep.)
Turkish-English dictionary. 2013.
Turkish-English dictionary. 2013.
benzetici — sf. Benzeterek yapan Birleşik Sözler benzetici ressam … Çağatay Osmanlı Sözlük
kıyasen — zf., esk., Ar. ḳiyāsen 1) Kıyas edilerek, kıyas yoluyla 2) Karşılaştırarak, oranlayarak 3) Benzeterek … Çağatay Osmanlı Sözlük
mukayese — is., Ar. muḳāyese Benzeterek veya karşılaştırarak değerlendirme, karşılaştırma, kıyaslama Bu kitabın kahramanıyla hakikat arasında yeniden mukayeseye başladı. P. Safa Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller mukayese etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
BÜRUC — (Burc. C.) Burç, aslında âşikar şey mânasına gelir. Her bakanın gözüne çarpacak şeklide zâhir olan yüksek köşk mânasına da kullanılmıştır. * Bunlara teşbihen veya zuhur mânâsıyla semâdaki bir kısım yıldızlara veya bazı yıldızların toplanmasından… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
KIYAS — Benzetmek, karşılaştırmak, mukâyese. İki şeyi birbiri ile karşılaştırmak. Benzeterek hüküm ve muhâkeme etmek. * Man: Doğru kabul edilen iki hükümden bir üçüncü hükmü çıkarmak. * Fık: İki belli şeyden birinin mahsus olan hükmünü, yâni, bu hükmün… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
KIYASEN — Kıyas yoluyla, benzeterek, kaideye tatbik ederek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TAKLİDEN — Taklid ederek, benzeterek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TELEBBÜS — Giymek. Giyinmek. * İki şeyi birbirine benzeterek ayırdedememek. * Örtülü olmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük